Siyasetin duayeni Ali Naili Erdem 98 yaşına girdi. Günlerini okuyarak, yazarak, ülke sorunlarıyla ilgileniyor. İlk kez 1946 seçimlerinde oy kullandı, Demokrat Partiye oyunu verdi. O dönemin adaylarından Mareşal Fevzi Çakmak, Celal Bayar’ın seçim çalışmalarına eşlik etti. 1961’den 1980 darbesine kadar milletvekilliği yaptı. Sanayi, Çalışma, Milli Eğitim bakanlıkları, Başbakan Yardımcılığı, Adalet Partisi’nin TBMM Grup Başkanvekilliğini yaptı. Siyasetten hiç kopmadı.
31 Mart seçimlerinde de sandığa gitti. Seçim sonuçlarını sorduğumda, “Çoklu bir baharı yaşıyoruz. Bahar çiçekleri açmış. Ama gönüllerde, akılda açan çiçekler gönül dünyamızda, akıl dünyamızda, hukukta, eşitlikte, insanca yaşamamız için açsın. Bu seçimin, en güzel taraflarından birisi adaletin hudutları içinde kalarak seçimin yapılmış olmasıdır. Hiçbirisi eskiyi tekrardan bir eski plağı okumadı” dedi. Erdem ayrıca şu önemli mesajları verdi:
■ Kanaatim şu: CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil olmak üzere partiyi halkla ciddi bir biçimde bütünleştirdiler. Artık itilen, kakılan insanların değil insan gibi saygın, hür, mutlu yaşayan insanların toplandığı bir Türkiye Cumhuriyeti’ni var etme, koruma konusunda kararlı ve ciddi olduğunu ortaya koydu.
■ Uzun zamandır eğitimin amacı saptırıldı. Gazinin söylediği çok önemli bir söz var: ‘Ben size manevi vasiyet olarak akıl ve ilim bıraktım.’ İlimsiz nereye varacaksınız? ilmi ortadan kaldırıyorsun. Dua ile milletin meselelerini çözemezsin. Dua senin manevi dünyanın gıdasıdır, hazinesidir, manevi dünyanızın çözüm formülüdür. Ama Türkiye’nin sorunlarını çözmek için sabahın saat dördünde çocukların başına birer takke taktırıp, ellerine kuranı Kerim’le okula gönderemezsiniz o yanlış. Çocuklarımız hür akla sahip büyüsünler. Düşünceyi ortadan kaldırırsanız Türk insanını köleliğe mahkum edersin. 20 senedir yaptıkları şey yanlıştır. Tarikatlar yoluyla yapılan işlemler yanlıştır. İlimden vazgeçme, ilmi insanlık için kullan.